İstikbalimizin belirlendiği şu günlerde, reklam siyasetin neresinde birkaç satır yazsak trende uygun olabilir. Bu zamana dek yapılan tüm seçimler öncesinde de, yeni sistemle yönetilecek ülkemizin propagandaları öncesinde de çokça maruz kaldığımız görsel-işitsel reklam kampanyaları neticesinde siyasette reklam nerden icat oldu diye düşünmüyor değiliz.
Sadece propaganda boyutunda kalsa daha şanına yaraşır olurdu naçizane yorumunu öne sürdüğümüz siyasal reklamcılıktan önce, propagandanın ne ve nasıl olduğunu izaha yeltenelim. Yine naçizane.
Büyük iletişim teorisyeni ve siyaset bilimci Lasswell'e göre propagandanın çok net bir tanımı var.
“Düşünce ve doktrinlerin kasıtlı olarak aşılanması girişimi”. Her kesimden kapasitenin anlayacağı cinsten ve siyaset ile iletişim harmanlanıp, bahse açılacaksa muhakkak ismi anılması gereken kişidir Lasswell.
Daha basit şekilde propaganda kavramı, birçok insanın davranış ve düşüncelerini etkilemek amaçlı önceden planlanmış mesajlar bütünü olarak tanımlanmaktadır. Propaganda yapılırken objektiflikten çok, hedeflenilen kitleyi etkileme amaçlanmaktadır.
İnsanları etkileme üzerine yapılan eylem adı üstünde propaganda. Subjektifliğe daha yatkın olması da eğreti durmuyor. Belli bir seçim kampanyası belirleniyor. Her partinin kendi ideolojisi var. Bu noktada elbette ki, taraflı olunacak.
Şunu da belirtmeden geçilemez ki, propagandanın babası Hitler'dir. Propaganda olgusu ele alınırken mutlak suretle değinilmesi gereken isimdir: Adolf Hitler. Adam işi öyle ciddiye alıyor ki, 'Propaganda Bakanı' olarak atadığı Goebbels ile propagandayı adeta bir sanat gibi, psikolojik bir silah olarak kullanmışlar. “Kavgam” adlı kitabında, “Ustaca bir propaganda ile insanları cennetin cehennem olduğuna ve cennette en sefil hayatın yaşandığına inandırmak mümkündür” der. Doğru söze ne hacet. Bu söz ile zirvede bırakalım propaganda bahsini.
Peki reklam bir propaganda aracı iken, nasıl başlı başına 'Siyasi Reklamcılık' haline dönüştü? Propaganda aslında reklamın başarı ve buluşlarından yararlanıyor, halkın hoşuna gideceğini düşündüğü biçemden faydalanıyor. Bütün dünya üzerinde 'propaganda' sözcüğü olumsuz çağrışımlar doğurmuş; otoriter ve totaliter rejimleri anımsattığı için, yerine 'Siyasi Reklam' kavramının benimsenmesine sebebiyet vermiştir.
Siyaset bilimciler ve reklamcılar 'siyasi reklamlar'a, “İçeriği siyasi olan reklam anlayışı” tanımını uygun görmüşlerdir. Daha detaylı açıklanışı, “Siyasi bir partinin veya adayın kitle iletişim araçlarında zaman ve yer satın alarak, seçmenlerin siyasi inançlarını etkilemek bakımından, siyasi mesajlar vermesi süreci”. Günümüzde yapılan siyasi reklamlara en yakın olan tabir.
Siyasi reklamın Türkiye'deki ilk örneği, 1950 seçimlerinde Demokrat Parti’nin seçim kampanyası için hazırlattığı “Yeter, söz milletindir” afişi, Adnan Menderes'in Türkiye'de başlattığı çağdaş anlamda ilk siyasi reklam. İktidara geldiklerinin de altını çizelim. Eline sağlık.
Reklamın siyasi tarzı, 1977 genel seçimlerinde Adalet Partisi'nin, bir reklam ajansıyla birlikte çalışmasıyla form değiştirdi, kendini aştı. 'CanAjans' hazırladığı siyasi reklamı, yazılı basında yer satın alıp, yayınlanması ve ses kasetlerini propaganda amaçlı kullanması gibi kampanya faaliyetlerinde yeni sayılabilecek uygulamalar ile siyasi reklama 'Reklam Ajansı Profesyonelliği' katmıştır. Sayısı yirmi bini bulan ve üç büyük kentte dağıtılan bantlara “Demirel evinizde” ismi konulmuştur. Afişlerde “Canım anneciğim sokaktaki teröre karışmıyorum” gibi ortak temalar kullanılmıştır.
Bu profesyonel ajans dokunuşları ile, ilerleyen yıllarda diğer partilerce bolca parti-reklam ajans işbirliği görülüyor. Milliyetçi Demokrasi Partisi, ANAP, Turgut Özal tarafından gibi gibi. 90'larda ANAP ajanslarla siyasi reklam geliştirmeye yeni boyut kazandırıp, Fransız ajanslarla bile çalıştı.
Süreç devleşerek büyüdü. Bünyesine mitingleri, interneti, televizyonu, televizyon programlarını hatta giyimi kuşamı ki kravatından ceket desenine kadar tüm görsel ve işitsel etmenler propagandanın yandalı siyasi reklamlarda aktif olarak kullanılmaya başlandı; bugünkü durdurulamaz halini aldı.
Günümüzde seçimler ve referandumlar öncesinde bastırılan afişlerin görsel kirliliği, seçim arabalarının ses kirliliği, meydanların miting naralarının temeli için 1950'lere selamlar.