“Akşama kadar n'apıyorlar sanki bilgisayar başında takılıyorlar” mesleğini icra eden biz reklamcılar, bilgisayar başında takılırken ne psikolojik baskılar altında iş yapıyoruz biraz sayalım...
Bilgisayar başında öylece oturduğumuza gönül vermiş sevgili müşterilerimiz, bazen denetlemek bazen de işin gözünün önünde yapılmasından içi rahat ettiği için bizlerle akşamlıyor.
Akşamlarken bilgisayar başında 'öylece' otururken, tam enterlayıp kaydedeceğimiz dosyada diyor ki;
“Logoyu bi tık daha büyütseydin kardeşim” (Büyütelim güzel kardeşim)
“Ya da logoyu bi tık aşşa alalım” (Alalım abicim)
“Tamam oldu hoş ama daha farklı bi şey mi yapsaydık” (Daha ne yapcaz yukarı aşşa yukarı aşşa)
“Üst taraf çok soluk oldu. Boğmuş. Şu şeridin rengini yeşil yapsan. Arka plana da bişiler yedirsen böle renkli” (Bak bak bak bizden kreatif)
“Şunun rengini değişsek, yazı tipi de değişse mi???” (Daha neyi ne kadar değiştirsek?)
“Tamam sen bunu kaydet yolla. Bizim tanıdık matbaa var ona bastıralım. Küser şimdi.” (Küfretseydin bari dayı)
“Oldu, bunu şu yerden çıkanların adı neydi orlarda girelim” (Raket cahil raket)
Güç inanın ki güç; reklam ajansı olmak, Kayseri'de reklam ajansı olmak, Kayseri'de tam hizmet reklam ajansı olmak güç...
Bilgisayar başımıza lütfetmeyip, telefon başında işini halledeceğini zannedenler de var. Diyalogları ise:
“Alo! Kayseri King Medya mı? Duyduk ki çok iyiymişsiniz. Logo lazım bize, web sitesi, sosyal medyasız olmuyormuş bi de” (Telefondan hallolurdu zaten hepsi)
“Fikir vermesi için bi kaç çalışma gönderdim size daha özgün bi şeyler yaparsınız.” (Oooldu paşam elbet!)
“Yaptığın kadarını göndersen de bi baksak” (Olur ona da olur)
“Biz kurumsal kimlik dedikleri şeyden istiyoz. Kartvizitte, bloknotta falan adımız yazsın. Öyle sizi çok uğraştırıcak bişiler değil.” (Ne biliyon???)
“Bizim logo Facebook'ta var. Ordan alırsın.” (Çok kurumsalsınız, mersi)
“Siz bize bir iki çalışma yapın önce bi görelim.” (Eyvallaaaah!)
Zor dostum zor! Kayseri tasarım ajansı olmak, Kayseri açık hava reklam çalışmalarında bir numara olmak, Kayseri kurumsal kimlik denilince ilk akla gelmek de zor...
Para ödemeye gelince sıra, pazarlığa muhakkak dönüşen sonuç aşamasında bu bilgisayar başında oturmaktan başka işi olmayanlar neler işitiyor. Bir bilseniz...
“İnternetten resimleri koy geç ucuz bişiy olsun bizimki.” (Öyle çok ucuz olur zaten. Upucuz;)
“Bizdende kazanmayın canım. Daha çok iş yaparız.” (Babamızın oğlu ya!)
“En geç haftasonuna halledicez ödemeyi.” (Ödemedi)
“Bi siteye o ne kadar para ya. Ben kaç kişi çalıştırıyom o paraya” (Kalitenin bedeli külfetli olur aslanım;)
“Billboardsa billboard kardeş. O ne kadar para? Bizim kamyonu giydirsek KayseriPark'ın oraya koysak şöyle?” (kafan pırıl pırıl maşallah kardeşşş!)
“4000 lira mı? Sen bu işi 1000'e yap, sana çok iş yaptırıcaz daha.” (düzmantıkçı pazarlıkçı)
“Ben bu paraya 10 tane site yaptırırım!” (bende senin işini 10 defa yaparım o zaman!)
“Broşür gecikti. Kaç bin lira zarar ettim sizin yüzünüzden! (günahçı keçi biri ilan edilmeli...)
“Hele şu reklamlar bi çıksın, para kazanalım sizin ödemeyi de hallederiz.” (Hallederiz abiciler)
Taktiğin tillahı olan cümleyi sona bıraktık. Geliyor...
“Görüştüğümüz başka reklam ajansları da var. Örnek çalışma yapıyolar, sizde yapın da bi bakalım” Gazlamalı başka versiyonu da var.
“Çok büyük proje bu. İş bittiğinde herkes seninle çalışmak isteyecek.”
Dahası var, ortaya karışık.
-Yarınki görüşmeye birkaç örnek tasarımla gelsenizciler,
-Bence çok güzel oldu ama patron sayfa sayısını azaltalım diyorcular,
-Bizim işi iki dakka araya alıversenciler,
-Ortakları hep şehir dışında olup da dönünce arayacaklar,
-Sen kafana göre yap bişiler, burası sizinciler,
-10 tane raket çıktık daha arayan soran yokcular,
-Yeni dükkan tuttuk bi gelseniz de Kayseri REKLAMCIsı gözüyle baksanızcılar...
Ve tüm reklamverenlerin ortak sesi geliyor...
“Aslında öğrensem şu programı akşam evde bende yaparım. Ne var şunda??!!!”
Netice şudur ki: Kaprisse kapris, ivedi müşteriyse ivedi, canı tez, sıkıştıran, bilmiş bilmemiş her ne olursa olsun ama ne olursa olsun, 'Biz King'ce işimizi de müşterilerimizi de çok seviyoruz...'